Eklem Hasarlarının Değerlendirilmesinde Artroskopinin Rolü: Endikasyonlar ve Tedavi Protokolleri
5 Ocak 2025

Artroskopi, günümüz ortopedik cerrahi uygulamalarının önemli yapı taşlarından biridir. Özellikle eklem hasarlarının tanı ve tedavi süreçlerinde minimal invaziv bir yaklaşım sunarak, daha hızlı iyileşme ve daha doğru değerlendirme imkânı sağlar. Gelişen teknoloji ve artan cerrahi tecrübe sayesinde artroskopi bugün birçok eklemin rutin incelemesinde ve onarımında kullanılabilmektedir. Bu yazıda, artroskopinin tanımından başlayarak hangi durumlarda (endikasyonlar) kullanıldığını ve uygulanan temel tedavi protokollerini ayrıntılı biçimde ele alacağız. Ayrıca artroskopik uygulamanın avantajları, dezavantajları, rehabilitasyon süreci ve farklı eklemlerdeki kullanım alanlarını da tartışarak kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlıyoruz.

Eklem sağlığı, günlük yaşamın kalitesi ve hareket kabiliyeti açısından büyük önem taşır. Hareket sisteminin pek çok elemanı (kemik, kıkırdak, bağlar, menisküs, kaslar vb.) eklemlerin sağlıklı ve stabil kalmasına hizmet eder. Ancak spor yaralanmaları, travmalar, dejeneratif hastalıklar (örneğin osteoartrit) ya da konjenital (doğuştan) yapısal bozukluklar nedeniyle eklemlerde hasar meydana gelebilir. Bu hasarların tespit edilmesi, hangi yapıyı ne derecede etkilediğinin anlaşılması ve buna uygun tedavinin planlanması kritik öneme sahiptir.

Artroskopi, minimal invaziv cerrahi yöntemler arasında en yaygın ve en etkili uygulamalardan biridir. Geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha küçük insizyon (kesi) gerektirmesi, daha az doku hasarı yaratması, tanı ve tedaviyi eş zamanlı sunabilmesi gibi sebeplerle ortopedistlerin sıklıkla tercih ettiği bir tekniktir. Günümüzde en sık diz, omuz, kalça ve ayak bileği eklemleri için uygulanır; ancak el bileği ve dirsek gibi küçük eklemlerde de artan sıklıkla kullanılmaktadır.

Artroskopi Nedir?

Artroskopi, eklem içi yapıların optik bir sistem yardımıyla incelenmesi ve gerektiğinde müdahale edilmesini sağlayan cerrahi bir işlemdir. İşlem esnasında “artroskop” adı verilen ince, ışıklı bir kamera (endoskopik kamera) küçük bir kesi yoluyla eklem içine sokulur. Elde edilen görüntü, bir monitöre yansıtılır ve cerrah eklem içi yapıların detaylı bir görünümünü elde eder. Eğer eklem içinde tamir veya temizlik (debridman) gibi bir işlem yapılacaksa, ek ek giriş delikleri oluşturularak cerrahi aletler yine minimal invaziv yöntemlerle ekleme ulaştırılır.

Artroskopinin sunduğu başlıca avantajlar şu şekilde özetlenebilir:

  • Daha Küçük Kesiler: Geleneksel açık cerrahiye kıyasla birkaç milimetrelik kesiler yeterlidir.
  • Hızlı İyileşme: Doku hasarının az olması, ameliyat sonrası iyileşme sürecini kısaltır ve hasta konforunu artırır.
  • Daha Az Ağrı ve Komplikasyon Riski: Küçük kesiler ağrı ve enfeksiyon riskini azaltır.
  • Hem Tanı Hem Tedavi: Aynı seansta hem tanı konulabilir hem de eklem içindeki hasarlar onarılabilir.

Elbette her cerrahi girişimde olduğu gibi artroskopinin de kendine özgü bazı riskleri (enfeksiyon, kanama, sinir yaralanması vb.) ve sınırlılıkları vardır. Ancak ortopedi alanındaki teknolojik ve tıbbi gelişmeler sayesinde komplikasyon riski günümüzde çok daha minimal düzeydedir.

Artroskopinin Endikasyonları (Kullanım Alanları)

Artroskopi, çoğunlukla eklem içi lezyonların tanı ve tedavisinde kullanılır. İşte bu tekniğin yaygın olarak tercih edildiği başlıca endikasyonlar:

Menisküs ve Kıkırdak Lezyonları

Özellikle diz ekleminde menisküs yırtıkları oldukça sık görülür. Bu yırtıklar, dizde ağrı, kilitlenme ve şişlik gibi belirtilerle kendini gösterir. Artroskopik yöntemle menisküsün yırtık bölümü çıkarılabilir (parsiyel menisektomi) veya yırtığın türüne göre dikilerek onarılabilir. Aynı seansta eklemin kıkırdak yüzeyleri de incelenerek gerekirse kıkırdak lezyonlarına debridman, mikrokırık ya da kıkırdak nakli gibi girişimler de uygulanabilir.

Bağ Yaralanmaları

Diz ekleminde en sık yaralanan yapılar ön çapraz bağ (Anterior Cruciate Ligament – ACL) ve arka çapraz bağdır (Posterior Cruciate Ligament – PCL). Sporcular başta olmak üzere aktif yaşam süren birçok kişide bu bağlardaki kopma ve yaralanmalar, eklem stabilitesini büyük ölçüde bozar. Artroskopi sayesinde hem kesin tanı konulabilir hem de bağ rekonstrüksiyonu (örneğin otogreft veya allogreft kullanılarak) gerçekleştirilebilir.

Omuz Eklemi Patolojileri

Omuzda rotator manşet yırtıkları, labrum (eklem dudağı) yırtıkları, omuz çıkıkları ve impingement (sıkışma) sendromu artroskopik olarak değerlendirilebilir ve onarılabilir. Özellikle sporcularda yaygın olan Bankart lezyonları (omuz çıkığında ön labrum yırtığı) artroskopi ile tamir edilerek omuzun stabilitesi yeniden sağlanır.

Kalça Eklemi Problemleri

Son yıllarda kalça eklemi artroskopisi de yaygınlaşmaktadır. Femoroasetabular sıkışma (FAI) adı verilen durumlarda kalça eklemindeki kemik çıkıntılarının törpülenmesi, labrum yırtıklarının onarılması gibi işlemler artroskopiyle yapılabilir.

Dirsek ve Ayak Bileği Eklemi

Tenisçi dirseği, osteokondral lezyonlar, serbest cisimler (kıkırdak veya kemik parçaları), sinovyal plika gibi durumlar dirsek artroskopisi ile tedavi edilebilir. Ayak bileğinde ise talus üzerinde oluşan kıkırdak lezyonları, bağ sorunları, impingement sendromları artroskopik girişimlerle onarılabilmektedir.

Eklem İçinde Serbest Cisim veya Kitle Varlığı

Bazen eklem içinde oluşan kıkırdak ya da kemik parçaları, sinovyal kondromatozis gibi patolojiler veya dev hücreli tümör gibi kitleler eklem hareketini kısıtlayabilir. Artroskopi, bu cisim veya kitlelerin hem tanısını hem de tedavisini sağlayan etkili bir yöntemdir.

Tanısal Amaçlı İncelemeler

Özellikle MR (Manyetik Rezonans) veya BT (Bilgisayarlı Tomografi) gibi görüntüleme yöntemlerinin net yanıt vermediği, ancak semptomların eklem içi bir patolojiden kaynaklandığı düşünülen vakalarda, tanısal artroskopi yapılabilir. Böylece eklem anatomisi direkt gözlemlenir ve gerekirse aynı anda tedavi uygulanır.

Artroskopik Değerlendirme ve Tanı

Artroskopinin tanısal rolü, birçok durumda görüntüleme yöntemleriyle elde edilemeyen bilgilerin doğrudan gözlemlenebilmesine dayanır. İşlem öncesinde genellikle aşağıdaki adımlar uygulanır:

  1. Klinik Muayene ve Öykü: Hastanın ağrı, kilitlenme, şişlik veya instabilite (boşalma hissi) gibi şikâyetleri sorgulanır. Fizik muayene testleri (örneğin dizde menisküs ve bağ testleri) bulguları destekler.
  2. Radyolojik Değerlendirme: Direkt röntgen, manyetik rezonans (MR) veya gerektiğinde tomografi istenerek hasarın yeri ve boyutu hakkında ön değerlendirme yapılır.
  3. Artroskopik Girişim Kararı: Cerrah, hasta için en uygun tanı ve tedavi yönteminin artroskopi olduğuna karar verirse operasyon planı yapılır. Anestezi şekli (genel, spinal veya bölgesel), hastanın genel durumuna ve eklemin türüne göre seçilir.

Artroskopi sırasında eklem sıvısı bir pompaya bağlanır ve eklem içi alanın net görülmesi için sürekli sıvı akışı sağlanır. Doktor, monitörde eklem içi yapıları inceleyerek hangi bölümlerde lezyon olduğunu, bu lezyonun derecesini ve nasıl bir tedavi yaklaşımı (debridman, sütur, plika alınması, serbest cisim çıkarılması vb.) gerektiğini belirler. Eğer hasta için önceden planlanmış bir cerrahi tamir varsa, eş zamanlı olarak o prosedür de uygulanır.

Artroskopik Tedavi Protokolleri

Artroskopik tedavi protokolleri, eklemdeki hasarın türüne, derecesine ve hastanın beklentilerine göre değişiklik gösterir. Yine de ortak bazı prensipler söz konusudur:

Debridman ve Temizlik

Eklem içinde düzensiz veya kopmuş kıkırdak parçaları, yıpranmış menisküs dokusu veya yaralanmış sinovyal dokular varsa artroskopik aletler yardımıyla temizlenir (debridman). Bu işlem, eklem içi irritasyonu azaltarak hastanın ağrısını dindirebilir ve hareket kabiliyetini kısmen artırabilir.

Rekonstrüksiyon ve Onarım

Ön çapraz bağ veya rotator manşet gibi kritik yapıların kopması durumunda artroskopik rekonstrüksiyon (yeniden yapılandırma) gerekebilir. Bu işlemde cerrah, genellikle hastanın kendi dokusundan (hamstring tendonları, patellar tendon, kadavradan alınan greftler vb.) veya yapay materyallerden yararlanarak kopan yapının işlevsel bütünlüğünü yeniden kurar.

Menisküs yırtığı söz konusuysa, yırtığın konumuna ve tipine (beyaz-beyaz bölge, kırmızı-beyaz bölge vb.) bağlı olarak menisküs dokusu dikilebilir ya da bir kısmı çıkarılabilir. Mümkün olduğu kadar menisküsü korumak, eklemin uzun vadeli sağlığı açısından kritiktir.

Kıkırdak Cerrahisi

Kıkırdak hasarları eklem dejenerasyonunun başlıca nedenlerindendir. Küçük ve yüzeysel lezyonlarda debridman veya mikro-kırık (microfracture) işlemi uygulanarak kıkırdak yüzeyinin kendini yenilemesi hedeflenir. Daha büyük defektlerde otolog kondrosit implantasyonu, mozaikplasti (mozaik greftleme) veya osteokondral allogreft kullanımı gibi ileri düzey artroskopik kıkırdak cerrahisi yöntemleri gündeme gelebilir.

Fiksasyon ve Stabilizasyon

Omuz ekleminde labrum yırtıkları veya SLAP lezyonları (superior labrum anterior to posterior) artroskopik yöntemle tespit edilerek çapa, sutur (dikiş) veya başka fiksasyon materyalleri kullanılarak sabitlenebilir. Benzer şekilde, kalçada veya ayak bileğinde labrum ve bağ onarımları da aynı mantıkla gerçekleştirilir.

Serbest Cisimlerin Çıkarılması

Eklem içinde kıkırdak veya kemik parçaları (serbest cisimler) varsa artroskopik prosedürle bu cisimler tespit edilerek çıkarılır. Böylece eklem hareketleri sırasında kilitlenme veya ciddi ağrı oluşmasının önüne geçilir.

Sıklıkla Artroskopi Yapılan Eklemler ve Örnek Uygulamalar

Diz

  • Menisküs Cerrahisi: Yırtık onarımı, parsiyel menisektomi veya menisküs nakli.
  • Ön Çapraz Bağ Rekonstrüksiyonu (ACL): Otogreft veya allogreft kullanarak artroskopik bağ tamiri.
  • Kıkırdak Tedavisi: Mikro-kırık, mozaikplasti, kıkırdak nakli.

Omuz

  • Rotator Manşet Onarımı: Supraspinatus, infraspinatus gibi kas-tendon yırtıklarının dikilmesi.
  • Bankart Onarımı: Omuz çıkığına bağlı labrum lezyonlarının fiksasyonu.
  • İmpingement Sendromu Tedavisi: Subakromiyal sıkışma bölgesinin temizlenmesi.

Kalça

  • Femoroasetabular Sıkışma (FAI) Onarımı: Kemik çıkıntılarının traşlanması, labrum yırtığının dikilmesi.
  • Kıkırdak İşlemleri: Labrum ve kıkırdak hasarının tamiri veya stabilize edilmesi.

Ayak Bileği

  • Osteokondral Lezyonlar: Talus kıkırdağındaki hasarın debridmanı veya nakli.
  • Bağ Onarımları: Ayak bileği burkulmalarının kronik instabilitesinde bağ rekonstrüksiyonu.

Dirsek ve El Bileği

  • Serbest Cisimlerin Alınması: Kıkırdak veya kemik parçalarının temizlenmesi.
  • Tenisçi Dirseği ve Golfçü Dirseği: Refrakter olgularda artroskopik gevşetme veya debridman.
  • Yumuşak Doku Lezyonları: Örneğin ganglion kisti veya sinovyal plikaların temizlenmesi.

Artroskopi Sonrası Rehabilitasyon

Artroskopi minimal invaziv olsa dahi eklem içinde cerrahi bir işlem gerçekleştirildiğinden, ameliyat sonrası dönemde rehabilitasyon kritik öneme sahiptir. Hastanın iyileşme süreci; uygulanan cerrahinin türüne, eklemine, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak şu basamaklar takip edilir:

  1. Koruma ve Dinlenme: İlk günlerde ekleme binen yük ve hareket kısıtlanır. Diz eklemi artroskopisinde koltuk değneği veya dizlik, omuz artroskopisinde omuz askısı gerekebilir.
  2. Ağrı Yönetimi: Hekim tarafından reçete edilen ağrı kesiciler ve gerektiğinde buz uygulaması (soğuk kompres) ağrıyı kontrol altına almaya yardımcı olur.
  3. Dolaşım Egzersizleri: Pıhtı oluşumunu önlemek adına bacak veya kol kasları için izometrik kasılmalar ve düzenli hareketler teşvik edilir.
  4. Fizyoterapi ve Egzersiz Programı: Kademeli olarak eklemin hareket açıklığı artırılır, kas gücü ve esnekliği geri kazandırılır. Erken dönemde hafif pasif ve aktif egzersizler, ileri dönemde ise kuvvetlendirme ve denge çalışmaları yapılır.
  5. Fonksiyonel Antrenman: Özellikle sporcular ya da aktif yaşam süren bireyler için, sahaya dönmeden önce fonksiyonel egzersizler, proprioseptif eğitim ve dayanıklılık antrenmanları önemlidir.

Rehabilitasyon sürecinde düzenli doktor ve fizyoterapist kontrolleriyle eklemin iyileşme düzeyi takip edilir; tedavi programında hastaya özgü gerekli ayarlamalar yapılır. Bu aşamada hasta uyumu ve sabır, başarı için belirleyicidir.

Artroskopinin Avantajları ve Dezavantajları

Avantajlar:

  • Daha küçük insizyonlar ile yapılabildiği için kozmetik sonuçlar daha iyidir.
  • Doku hasarı minimal düzeyde olduğundan enfeksiyon riski ve ameliyat sonrası ağrı genellikle daha düşüktür.
  • Hastanede kalış süresi ve iş gücü kaybı azalabilir.
  • Aynı seansta hem tanı hem de tedavi yapılabilir.
  • Geleneksel açık cerrahiyle kıyaslandığında rehabilitasyon süreci genellikle daha hızlı ve konforludur.

Dezavantajlar:

  • Her türlü eklem hasarı ve her hasta artroskopi için uygun olmayabilir. İleri derecede dejenerasyon veya karmaşık kırıklar açık cerrahi gerektirebilir.
  • Cerrahi aletlerin kullanımı ve optik görüntüye dayalı çalışma, deneyimli ve bu alanda uzman bir ekibi gerektirir.
  • Küçük eklemler veya çok büyük anatomik deformiteler, görüş alanını kısıtlayarak işlemi zorlaştırabilir.
  • Minimal de olsa anestezi, enfeksiyon, sinir-yaralanması gibi riskler mevcuttur.

Artroskopi, eklem hasarlarının değerlendirilmesinde ve tedavisinde modern ortopedinin vazgeçilmez yöntemlerinden biridir. Gelişmiş optik sistemler, ince cerrahi aletler ve deneyimli ortopedi ekipleri sayesinde menisküs, kıkırdak, bağ, labrum ve diğer eklem yapılarına ilişkin lezyonlar hem tanısal hem de tedavi amaçlı olarak minimal invaziv şekilde onarılabilmektedir.

Özellikle spor yaralanmaları, travma, dejeneratif eklem hastalıkları ve eklem içi serbest cisimler gibi durumlarda artroskopik yaklaşım, hastalara daha kısa sürede iyileşme, daha az ağrı ve daha az komplikasyon riski sunar. Bununla birlikte her hastanın koşulları farklı olduğundan, ortopedi uzmanı ve fizyoterapistlerin bireysel değerlendirme yaparak en uygun tedavi protokolünü belirlemesi gerekir.

Ameliyat sonrası dönemde rehabilitasyonun doğru ve sabırlı bir şekilde uygulanması, eklem fonksiyonlarının geri kazanılmasında en az cerrahinin kendisi kadar önemlidir. Bu aşamada hastanın hekimin önerilerine uyması, fizyoterapi seanslarına düzenli katılması ve günlük yaşam alışkanlıklarına dikkat etmesi başarıyı belirleyici faktörler arasındadır.

Sonuç olarak artroskopi, eklem sağlığı alanında bir devrim niteliğindedir. Hem tanı koyma hem de tedavi etme becerisi sayesinde, geçmişte uzun süreli hastane yatışları veya büyük cerrahi kesilerle yapılan işlemler artık çok daha konforlu bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Günümüzdeki teknolojik ilerlemelerle birlikte, artroskopinin kullanım alanlarının ve başarısının daha da artması beklenmektedir. Bu da eklem yaralanmaları veya rahatsızlıkları yaşayan pek çok hastaya hızlı ve etkin tedavi imkânı sunmaya devam edecektir.