Osteoartrit Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
5 Ocak 2025

Osteoartrit, eklemleri etkileyen kronik, dejeneratif (yıpranmaya bağlı) bir eklem hastalığıdır. Halk arasında “kireçlenme” olarak da bilinen bu rahatsızlık, eklemlerdeki kıkırdak dokunun incelmesi, bozulması ve zamanla aşınması sonucunda gelişir. Eklemlerin yüzeyini kaplayan kıkırdak, kemiklerin birbirine sürtünmesini önleyerek hareket kolaylığı sağlar. Ancak osteoartrit sürecinde kıkırdak yapısı normal bütünlüğünü kaybettiği için eklem yüzeylerinde sürtünme artar, ağrı, sertlik ve hareket kısıtlılığı gibi belirtiler ortaya çıkar.

Osteoartrit, yaygın olarak orta yaş ve sonrasında görülse de genç yaşlarda da yanlış beslenme, yoğun eklem zorlanması veya genetik faktörlerle erken evrede başlayabilir. Özellikle diz, kalça, el ve omurga eklemlerini sıklıkla etkiler. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen osteoartrit, günlük aktivitelerde zorluk yaratabilir ve zamanla ilerleyerek daha ciddi problemler doğurabilir. Bu nedenle osteoartrit hakkında bilgi sahibi olmak, belirtilerini erken dönemde fark etmek ve uygun tedavi yöntemlerine başvurmak, hastalığın seyrini yavaşlatmaya ve ağrıları hafifletmeye yardımcı olacaktır.

Bu kapsamlı yazıda osteoartritin tanımını, belirtilerini, risk faktörlerini, tanı yöntemlerini ve tedavi yaklaşımlarını ele alarak eklem sağlığınızı koruyabilmeniz için gerekli bilgileri sunacağız.

Osteoartrit Nedir?

Osteoartrit, en genel anlamıyla eklem kıkırdağının dejeneratif sürecidir. Çeşitli nedenlerle yapısı bozulmaya başlayan kıkırdak dokusu, koruyucu özelliğini yitirir ve eklemi oluşturan kemikler arasında sürtünme artar. Bu yıpranma sürecine bazen eklemdeki bağlar, menisküs (özellikle dizdeki) ve diğer yumuşak dokular da eşlik edebilir. Kıkırdak incelmesi, eklem boşluğunun daralmasına ve eklem çevresinde küçük kemik çıkıntılarının (osteofit) oluşmasına yol açar.

Osteoartrit, vücudun çeşitli eklemlerini etkileyebilir:

  • Diz Eklemi (Gonartroz): Vücut ağırlığının büyük bölümünü taşıdığı için diz osteoartriti en sık görülen formdur.
  • Kalça Eklemi (Koksartroz): Özellikle ileri yaşta ya da aşırı kilo durumunda kalça eklemi kireçlenmesi oluşabilir.
  • El ve Parmak Eklemleri: Özellikle başparmak kökü ve parmak eklemlerinde görülen osteoartrit, el becerilerini sınırlandırabilir.
  • Omurga (Servikal ve Lomber Bölgeler): Boyun (servikal) ve bel (lomber) bölgelerinde osteoartrit, omurlar arasında hareket kısıtlığı, ağrı ve tutulmaya yol açabilir.

Osteoartrit genellikle yavaş ilerleyici bir hastalıktır ve birçok kişi başlangıç aşamasında hafif ağrı ve tutukluk hisseder. Hastalık ilerledikçe eklem sertliği, hareket kısıtlılığı, bazen de şişlik gibi belirtiler ortaya çıkar.

Osteoartritin Belirtileri

Osteoartrit belirtileri, etkilenen eklemin türüne, kişinin yaşına, kilosuna ve hastalığın evresine göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak en sık karşılaşılan belirtiler şunlardır:

  1. Ağrı (Eklem Ağrısı): Hastalığın en karakteristik belirtisidir. Başlangıçta hafif bir ağrı olarak hissedilirken zamanla şiddetlenebilir. Özellikle uzun süreli aktivite, merdiven inip çıkma gibi hareketler sonrası veya günün ilerleyen saatlerinde ağrı artabilir.
  2. Eklem Sertliği ve Tutukluk: Uzun süre hareketsiz kalındığında (örneğin sabah uyanınca veya uzun süre oturduktan sonra) eklemlerde belirgin sertlik görülebilir. Bu sertlik genellikle birkaç dakikadan uzun sürmez, ancak hastalık ilerledikçe bu süre uzayabilir.
  3. Hareket Kısıtlılığı: Kıkırdak yüzeylerin aşınması ve eklem aralığının daralmasıyla eklemin hareket açıklığı azalır. Dizi tam olarak kıvırmak veya açmak zorlaşabilir, kalçada esneklik kaybı yaşanabilir.
  4. Şişlik ve Ödem: Bazı durumlarda eklem çevresinde sıvı birikebilir veya eklemde inflamasyon (iltihaplanma) gelişebilir. Bu şişlik, eklemi sert ve şişkin hissettirebilir.
  5. Eklemde Ses (Krepitasyon): Kıkırdak inceldikçe kemikler birbirine daha fazla temas eder. Bu durum, hareket esnasında “gıcırdama” veya “tıkırtı” şeklinde seslere neden olabilir.
  6. Hissetilen Sıcaklık veya Hafif Kızarıklık: Aktif inflamasyon olan durumlarda eklem bölgesi daha sıcak hissedilebilir, ancak osteoartritte genellikle yoğun kızarıklık yerine hafif bir sıcaklık artışı görülür.
  7. Eklemde Kemik Çıkıntıları (Osteofit Oluşumu): Hastalığın ilerlemesiyle röntgen ya da fizik muayenede kemik çıkıntıları (osteofitler) tespit edilebilir. Bunlar, eklem çevresinde sert kabarcıklar halinde hissedilebilir.

Bu belirtiler, osteoartrit tanısı konulmasında ve derecelendirilmesinde önemlidir. Erken dönemde tespit edilen osteoartrit, uygun tedavi yaklaşımlarıyla kontrol altına alınabilir ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir.

Osteoartrit Nedenleri ve Risk Faktörleri

Osteoartrit, “dejeneratif eklem hastalığı” olarak tanımlanır. Hem içsel (genetik, yaşlanma) hem de dışsal (travma, obezite, zorlanmalar) faktörler hastalığın oluşum sürecine katkıda bulunabilir. Aşağıda osteoartrit için bilinen en yaygın risk faktörlerini bulabilirsiniz:

  1. İleri Yaş: Yaşlandıkça kıkırdak dokusu kendini yenileme kapasitesini yitirir. Bu nedenle osteoartrit, ileri yaşla birlikte daha sık görülür.
  2. Obezite: Aşırı kilo, özellikle diz ve kalça eklemleri gibi yük taşıyan eklemlerdeki kıkırdakların aşınma sürecini hızlandırır. Ayrıca vücutta artan enflamatuvar süreç, eklem dejenerasyonuna katkıda bulunur.
  3. Genetik Yatkınlık: Ailesinde erken yaşta osteoartrit öyküsü bulunan kişilerde eklem kıkırdağı veya bağ dokusu zayıflığı gibi genetik faktörler devreye girebilir.
  4. Travmalar ve Spor Yaralanmaları: Eklem çevresinde bağ, menisküs veya kemik dokusunda ortaya çıkan yaralanmalar, kıkırdak yüzeylerin yapısal bütünlüğünü bozarak osteoartrite zemin hazırlayabilir.
  5. Tekrarlayan Eklem Kullanımı: Uzun süreli ve tekrarlı hareket gerektiren işler (inşaat, tarım, ağır yük kaldırma vb.) veya sporlar (maraton koşusu, futbol, basketbol gibi sürekli zıplama ve koşu içeren branşlar) eklemlere aşırı yük bindirir.
  6. Doğumsal veya Yapısal Bozukluklar: Bazı insanlar, doğuştan eklem yüzeyinde uyumsuzluk (diz veya kalça displazisi gibi) yaşayabilir. Bu da ilerleyen yaşlarda kıkırdak yıpranmasına neden olur.
  7. Hormonal ve Metabolik Etkenler: Örneğin menopoz sonrası dönemde östrojen seviyesinin azalması, kemik yoğunluğu ve kıkırdak sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Diyabet gibi bazı metabolik hastalıklar da eklem hasarını hızlandırabilir.

Bu risk faktörlerinden bir veya birkaçına sahipseniz, osteoartrit gelişme olasılığınız artabilir. Ancak erken dönemde dikkatli davranarak ve gerekli önlemleri alarak hastalığın oluşumunu veya ilerleyişini önemli ölçüde yavaşlatmanız mümkündür.

Osteoartrit Tanı Yöntemleri

Osteoartrit belirtilerinden şüphelenen kişiler, gecikmeden bir ortopedi veya fizik tedavi uzmanına başvurmalıdır. Uzman hekim, fizik muayene, tıbbi öykü değerlendirmesi ve gerektiğinde bazı görüntüleme tetkikleriyle osteoartrit tanısını koyabilir. Tanı sürecinde en sık kullanılan yöntemler şunlardır:

  1. Fizik Muayene ve Hastalık Öyküsü: Doktor, ağrının yeri, şiddeti, ne zaman başladığı, arttığı ve azaldığı durumlarla ilgili detaylı sorular sorar. Ardından eklem hareket açıklığını, şişliğini ve krepitasyon varlığını değerlendirerek ilk izlenimi edinir.
  2. Röntgen (X-Ray): Osteoartrit tanısında sık kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Eklemler arasındaki boşluğun daralması, osteofit (kemik çıkıntıları) varlığı ve kıkırdak hasarı röntgen ile tespit edilebilir.
  3. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Özellikle yumuşak doku yapılarının (menisküs, bağlar, tendonlar) detaylı görüntülenmesi gereken vakalarda kullanılır. Erken evre osteoartrit ve kıkırdak hasarlarının tespiti için yardımcıdır.
  4. Ultrason: Bazı durumlarda eklem içi sıvı birikimi, yumuşak doku kalınlaşması veya sinovyal inflamasyonun belirlenmesinde ultrason değerlidir.
  5. Kan Testleri: Osteoartrit genellikle iltihaplı bir eklem hastalığı olmadığı için, kan testlerinde romatoid artrit gibi enflamatuvar değerin yüksek olması beklenmez. Ancak romatoid artrit veya diğer eklem hastalıklarından şüpheleniliyorsa, ayırıcı tanı için kan testleri uygulanabilir.
  6. Eklem Sıvısı Analizi: Seyrek olarak eklem sıvısı alınarak (artrosentez) laboratuvar incelemesi yapılır. Bu yöntem, enfeksiyon veya diğer artrit tiplerini dışlamak için gerekli olabilir.

Osteoartrit tanısı kesinleştikten sonra, hastalığın evresi ve kişiye özel risk faktörleri göz önünde bulundurularak bireye uygun tedavi planlaması yapılır.

Osteoartrit Tedavi Yöntemleri

Osteoartrit kronik ve ilerleyici bir hastalıktır, ancak günümüzde pek çok tedavi yaklaşımı sayesinde ağrıyı kontrol altına almak, eklem fonksiyonunu iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak mümkündür. Tedavideki temel amaçlar; ağrıyı hafifletmek, eklem hareket açıklığını korumak ve kıkırdak hasarını mümkün olduğunca yavaşlatmaktır. Aşağıda sık kullanılan osteoartrit tedavi yöntemlerini detaylı biçimde inceleyebilirsiniz:

İlaç Tedavileri

  1. Ağrı Kesiciler (Analjezikler): Parasetamol gibi ağrı kesici ilaçlar hafif-orta şiddetteki ağrıları gidermek için ilk seçenek olabilir.
  2. Nonsteroid Anti-İnflamatuar İlaçlar (NSAID’ler): İbuprofen, naproksen gibi NSAID’ler, ağrıyı hafifletirken aynı zamanda iltihaplanmayı azaltır. Ancak mide ve bağırsak sisteminde tahriş, böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi yan etkileri olduğu için uzun süreli ve yüksek doz kullanımına dikkat edilmelidir.
  3. Topikal Kremler ve Jeller: Özellikle diz ve el eklemindeki osteoartritte lokal olarak uygulanan ağrı kesici ve iltihap giderici kremler kullanılabilir. Yan etki profili ağızdan alınan ilaçlara göre genellikle daha düşüktür.
  4. Eklem İçi Enjeksiyonlar: Örneğin hyaluronik asit enjeksiyonları, eklem içi kayganlığı arttırarak sürtünmeyi azaltır ve ağrıyı hafifletebilir. Bazı durumlarda kortikosteroid enjeksiyonları da kısa vadede ağrı kontrolü sağlayabilir; ancak sık tekrarlandığında kıkırdak hasarına katkı yapma riski bulunur.

Fizyoterapi ve Rehabilitasyon

  • Egzersiz Programları: Fizik tedavi uzmanları, osteoartritli hastalara özel hazırlanan egzersiz programlarıyla kasları güçlendirir, eklem hareket açıklığını korur ve ağrıyı azaltmaya yardımcı olur. Düşük etkili aerobik egzersizler (yürüyüş, bisiklet, yüzme) eklem üzerine fazla yük bindirmeden kalp-damar sağlığını destekler.
  • Sıcak ve Soğuk Uygulamalar: Sıcak kompresler, kasların gevşemesine ve kan dolaşımının artmasına yardımcı olabilir. Akut ağrı veya şişlik durumlarında ise kısa süreli soğuk kompres uygulanır.
  • Ultrason ve Elektroterapi Yöntemleri: Fizik tedavi seanslarında kullanılabilen bu yöntemler, dolaşımı artırarak doku iyileşmesini destekler ve ağrıyı hafifletebilir.
  • Eklem Destekleri ve Ortezler: Bazı hastalarda dizlik veya el bilek ateli gibi destek araçları, eklemi koruyarak ağrıyı azaltır ve fonksiyonu iyileştirir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

  • Dengeli Beslenme ve Kilo Kontrolü: Obezite, osteoartrit üzerinde büyük bir baskı oluşturan faktördür. Sağlıklı ve dengeli beslenerek ideal kiloyu korumak veya fazla kilolardan kurtulmak, eklem ağrılarını belirgin ölçüde azaltabilir.
  • Düşük Darbeli Aktiviteler: Koşu gibi yoğun etkili sporlardansa yüzme, bisiklet veya hafif tempolu yürüyüş gibi eklem dostu aktiviteleri tercih etmek eklemleri korur.
  • Doğru Duruş (Postür) ve Ergonomi: Masa başında oturma, yük kaldırma ve günlük iş yapma alışkanlıklarınızı gözden geçirerek eklemlerinize binen stresi azaltabilirsiniz.
  • Stres Yönetimi ve Yeterli Dinlenme: Stres, kas gerginliği yaratarak ağrıları artırabilir. Düzenli uyku ve gevşeme teknikleri, vücudun iyileşme sürecine katkıda bulunur.

Destekleyici ve Tamamlayıcı Tedaviler

  • Glukozamin ve Kondroitin Takviyeleri: Bazı hastalar, eklem kıkırdağı yapısında bulunan bu maddeleri besin takviyesi olarak kullanır. Araştırmaların sonuçları tam olarak net olmamakla birlikte, bazı hastalarda ağrı ve tutukluk üzerinde olumlu etkiler görülebilir.
  • Omega-3 Yağ Asitleri: Balık yağında veya keten tohumu gibi bitkisel kaynaklarda bulunan omega-3 yağ asitleri, vücuttaki enflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Bitkisel ve Doğal Uygulamalar: Zerdeçal, zencefil gibi bazı baharatlar anti-enflamatuar etkilere sahip olabilir. Ancak herhangi bir bitkisel takviye kullanmadan önce doktorunuza danışmanız önemlidir.

Cerrahi Yöntemler

Osteoartrit ileri evreye ulaştığında ve diğer tedavi yöntemleri yetersiz kaldığında cerrahi girişimler gündeme gelebilir. Özellikle diz ve kalça eklemlerinde uygulanan başlıca cerrahi yöntemler şöyledir:

  1. Artroskopik Cerrahi: Bazı kıkırdak yırtıkları, menisküs hasarı veya kemik yüzeydeki parçaların temizlenmesi gibi işlemler artroskopik cerrahiyle (küçük kesilerle ve kamera yardımıyla) yapılabilir. Ancak ileri derecedeki dejeneratif değişiklikler için her zaman yeterli sonuç vermez.
  2. Osteotomi: Diz veya kalça ekleminde deformite (örneğin bacak eğriliği) varsa, kemik kesilerek yeniden şekillendirilir ve eklem yüzeyindeki yük dağılımı düzeltilir.
  3. Total Eklem Protezi (Artroplasti): Kıkırdağı tamamen aşınmış, ileri derece osteoartritli eklemlerde kullanılan en yaygın ve etkili yöntemdir. Diz veya kalça eklemi protezi, hasarlı kemik ve kıkırdak yüzeylerinin yerine yapay parçalar takılarak eklem işlevi yeniden kazandırılır. Cerrahi sonrasında doğru rehabilitasyonla hastalar genellikle ağrısız ve daha hareketli bir yaşama kavuşurlar.

Osteoartrit ve Günlük Yaşam

Osteoartrit, zaman içinde günlük yaşam aktivitelerini etkileyebilir. Merdiven inip çıkma, uzun mesafe yürüme, egzersiz yapma veya basit ev işlerinde bile zorluklara yol açabilir. Bu noktada, yaşam tarzınızı ayarlayarak eklemlerinizi koruyacak stratejiler uygulamak, ağrıyı kontrol altına almada ve hareket kabiliyetinizi sürdürmede büyük önem taşır:

  • Aktif Kalın: Hareketsizlik, eklemlerin daha da sertleşmesine ve kas zayıflığına neden olur. Ancak egzersiz rutinine de aşırı yüklenmek sakatlıkları tetikleyebilir. Dengeli, düşük etkili bir aktivite planı tercih edin.
  • Ara Verin: Uzun süre ayakta kalıyor veya oturuyorsanız belirli aralıklarla mola vererek dizlerinizi, belinizi ve kalçanızı esnetin.
  • Isınma ve Esneme: Günlük egzersiz öncesinde kaslarınızı ısıtmak ve eklem hareketliliğini artıracak germe hareketleri yapmak, olası incinmeleri önler.
  • Destekli Ayakkabı Seçimi: Destekli, uygun tabanlı ayakkabılar eklem yüzeyine binen şoku hafifletir. Özellikle düz taban veya aşırı yüksek topuklu ayakkabılar eklem sağlığını olumsuz etkileyebilir.
  • Ergonomik Düzenlemeler: Evde veya iş yerinde düzenleyeceğiniz çalışma alanı, doğru oturma pozisyonları ve yük kaldırma teknikleri, eklemlerin yıpranmasını yavaşlatır.
  • Psikolojik Destek ve Motivasyon: Kronik ağrılar insanı duygusal olarak zorlayabilir. Düzenli doktor ve fizyoterapist kontrolleri, destek grupları veya psikolojik danışmanlık, süreci daha kolay yönetmenizi sağlar.

Osteoartrit ve Komplikasyonlar

Osteoartrit tedavi edilmez veya ilerlemesi kontrol altına alınmazsa, çeşitli komplikasyonlar gelişebilir:

  • Eklem Hareket Kaybı: Kıkırdak dokunun aşınması ve eklem yüzeyinin bozulması, zamanla eklem hareketlerinin ciddi anlamda kısıtlanmasına neden olabilir.
  • Devamlı Ağrı ve Yürüme Zorluğu: İleri safhadaki osteoartrit, sürekli ağrı, hareket kısıtlılığı ve günlük aktivitelerde bağımlılığa yol açabilir.
  • Depresyon ve Sosyal İzolasyon: Kronik ağrı ile yaşamak; sosyal aktivitelerden, hobilerden ve iş hayatından uzaklaşmaya neden olabilir. Bu da depresyon ve sosyal izolasyon riskini artırır.
  • Diğer Eklem Yaralanmaları: Eklem bütünlüğü ve yük dağılımı bozulduğu için vücudun farklı bölgelerine binen ek yük artabilir. Bu da diğer eklemlerde (örneğin bel ve kalça) ağrılara ve hasarlara zemin hazırlayabilir.

Bu komplikasyonların önüne geçmek, ancak erken tanı ve etkin tedaviyle mümkündür. Osteoartrit, tamamen yok edilemese de doğru stratejilerle kontrol altına alınabilen ve yaşam kalitesini korunabilir kılan bir hastalıktır.

Osteoartrit, eklemlerdeki kıkırdak dokunun bozulması sonucu ortaya çıkan ve hareket kabiliyetini sınırlayabilen kronik bir eklem hastalığıdır. En sık görülen belirtileri arasında ağrı, tutukluk, hareket kısıtlılığı ve şişlik bulunur. Hastalığın ilerlemesiyle eklem boşluğu daralır, kemik çıkıntıları (osteofitler) oluşur ve ağrılar şiddetlenebilir. İleri yaş, obezite, genetik yatkınlık, yaralanmalar ve yanlış kullanım alışkanlıkları osteoartrit riskini artıran başlıca faktörlerdir.

Osteoartritin tanısı için genellikle fizik muayene, röntgen, MR gibi görüntüleme yöntemleri ve bazen laboratuvar testleri kullanılır. Tedavide ise ilaçlar (ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar, eklem içi enjeksiyonlar), fizik tedavi uygulamaları, destekleyici yöntemler (dizlik, baston vb.) ve gerekli görüldüğü durumlarda cerrahi müdahaleler (artroplasti) devreye girer.

Yaşam tarzı değişiklikleri de osteoartrit yönetiminde kritik öneme sahiptir. Kilo kontrolü, düzenli egzersiz, eklem dostu sporlar (yüzme, bisiklet gibi), uygun ayakkabı ve ergonomik düzenlemeler, ağrı ve hareket kısıtlılığını önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca psikolojik destek, stres yönetimi ve doğru beslenme alışkanlıkları da ağrı ve iltihap seviyesini kontrol altında tutmaya yardımcı olur.

Unutulmamalıdır ki osteoartrit, mutlaka bir hekim ve/veya fizyoterapistin rehberliğinde yönetilmesi gereken bir hastalıktır. Erken dönemde fark edilip müdahale edildiğinde, eklem hasarının ilerlemesi yavaşlatılabilir, hareket kabiliyeti ve yaşam kalitesi korunabilir. İhmal edildiğinde ise ilerleyen dönemde kalıcı eklem deformiteleri, şiddetli ağrı ve günlük yaşam aktivitelerinde ciddi kısıtlılıklar ortaya çıkabilir.

Sonuç olarak, osteoartrit (kireçlenme) yaygın görülen ve özellikle ileri yaşlarda eklem sağlığını tehdit eden bir rahatsızlıktır. Ancak, osteoartrit ile yaşamak zorunda olsanız bile bilimsel tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile ağrıyı azaltmak, hareket kabiliyetini mümkün olduğunca korumak ve hayat kalitesini artırmak mümkündür. Bu nedenle, eklem ağrılarınızı, tutukluklarınızı veya olağan dışı herhangi bir belirtinizi hafife almadan en kısa sürede uzman desteği almanız, ilerleyen dönemlerde daha sağlıklı ve ağrısız bir yaşam sürdürmenize büyük katkı sağlayacaktır.